Şehrin gürültüsünden, koşturmasından bir parça uzaklaşarak, doğanın gizemli dünyasını adımlamaya ne dersiniz? Her gün bir öncekinin tekrarı olan telaşları, ruhumuzda biriken yorgunlukları bir kenara koyup, hayata bir pencere açmak adına yapılan doğa yürüyüşü ya da diğer adıyla trekking, alternatif bir spor dalı olarak bize bu imkanları sunmaya hazır. Trekking; temiz hava almak, spor yapmak, sağlığımızı korumak, fotoğraf çekmek, keşifler yapmak, doğa ile iç içe olmak gibi faaliyetleri bünyesinde barındıran bir aktivite. Hepimiz zaman zaman hayatımızdan kopmalar yaşar, şehrin boğucu atmosferinden kaçmak isteriz. Az ya da çok içimizde tabiatla bir olma ve onu keşfetme isteği duyarız, işte bu spor dalı, insana doğayı ve kendini keşfettiren, tanıtan ve öğreten yanlarıyla bu ihtiyaçlarımızı fazlasıyla karşılar, kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Yapılan araştırmalar, tempolu ve devamlı bir yürüyüşün fizyolojik ve psikolojik değerinin yüksek olduğunu kesin olarak göstermektedir. Trekking doğayı inceleyerek, güç sarf ederek, irade gösterilerek yapılan bir yürüyüş olduğundan, araçlarla olan doğa turlarına göre daha üstündür. En önemlisi ise, kişinin iradesini ve dayanıklılığını güçlendirmesidir. Doğa sevgisini aşılayan, özgüven kazandıran, sağlığımızı koruyan ve en önemlisi de her yaştan insanın yapabileceği bir spor olması sebebiyle özel bir yetenek gerektirmez. Ortalama bir saatlik doğa yürüyüşü, yaklaşık 500 kalori yaktırmaktadır. Şişmanlığı azaltan, form tutmaya yardımcı olan trekking, ayrıca kasları güçlendirip sindirimi kolaylaştırır. Endorfin miktarını artırıp, stresten uzaklaştırdığı için rahatlatıcı etkisi vardır ve uykusuzluk problemini çözümler. Bununla da kalmaz, kan basıncını düzenlediği gibi kalp, damar ve beyne bağlı damarsal hastalıklar riskini de azaltır. Kan yağlarının düzeyini düşürür ve lenfatik dolaşıma yardımcı olur, yaşlanma sürecini geciktirir.

Yaşlanma Sürecini Geciktirir
Doğa yürüyüşlerinin bir başka faydası da yaşlanma sürecini geciktirmesi, yaratıcı düşünce potansiyelini yükseltmesidir. Sağlık açısından birçok faydası olan trekking sporuna grup olarak katılabileceğiniz gibi bireysel iştirakde de bulunabilirsiniz. Yapacağınız ilk işlerden biri bunu sağlayacak seyahat acentelerinden birine başvurmak olacaktır. Eğer bir acente ile katılmak istemiyorsanız, kampçılık deneyimi olan ve bölgeyi iyi tanıyan bir kişinin size rehberlik yapmasını sağlamanız gerekir. Trekking turları günübirlik ya da daha uzun süre olabilmektedir. Örneğin Doğu Anadolu’ya, Güneydoğu Anadolu’ya veya Karadeniz’e düzenlenen yürüyüşlerle bir hafta sürecek bir maceraya adım atabilirsiniz. Trekkingde yürüyüş süresi bölgenin zorluk derecesine göre değişebilir. Orta dereceli bir parkur yaklaşık 5-6 saatinizi alır. Eğer ilk defa böyle bir tura katılıyorsanız, kolay ve sizi fazla zorlamayacak bir yolu tercih etmelisiniz. Zamanla tecrübeniz arttıkça zorluk derecesini de yükseltebilirsiniz. Doğa yürüyüşlerinin en güzel yanlarından biri de her mevsim yapılabilir olmasıdır. Özelikle sonbahar ve ilkbahar, doğal güzellikleri fotoğraflama açısından mükemmel zamanlardır. Bu spora sabah çok erken saatlerde başlanır. Amaç zamandan kazanmak ve günü en iyi şekilde değerlendirmektir. Türkiye, trekking konusunda doğal güzellikleriyle oldukça farklı seçenekler sunan bir ülkedir. Toroslar, Kaçkarlar ve Kapadokya önemli yürüyüş merkezleri olarak ilk sıraları alırken, İstanbul’a yakın olması nedeniyle İzmit ve çevresinde bulunan Aytepe, Menekşe Yaylası, Serindere, Kandıra, İnönü Yaylası ve Ballıkayalar Kanyonu da revaçta olan diğer bölgeler olarak sıralanır. Yalova ve İznik civarında ise Erikli Yaylası, Sudüşen, İznik Gölü ve Sansarak Kanyonu trekking için ideal yerlerdendir. Özellikle Sudüşen ve Sansarak Kanyonu zorlu bir bölgedir ve daha önce trekking yapmış olanlar tarafından öncelikli olarak tercih edilmelidir. Tekirdağ ve civarında ise ilk akla gelen merkezler Uçmakdere ve Kıyıköy’dür. Hafif ve kolay bir parkur olan bölgede yaz aylarında denize girme fırsatı da yakalanabilir. Toroslar bölümünde ise Aladağ’da trekking sırasında Yörükobalarına rastlayabilir, onların geleneklerine tanık olabilirsiniz. Bir başka seçenek de Karadeniz’in güneydoğusunda yer alan Kaçkar Dağları’dır. Burası, yeşilin binlerce tonuyla ve iklimiyle en çok tercih edilen bölgeler arasında yer alır. Trekking boyunca yöre halkının yaylaya çıkmak için geçtiği yollardan geçer ve yükseldikçe muhteşem manzaralara tanıklık edersiniz. Buradaki parkurlar arasında Çamlıhemşin, İkizdere, Uzungöl, Fırtına Vadisi ve Borçka’yı sayabiliriz.
Vücut Isınızı Dengede Tutmalısınız
Doğa yürüyüşü sırasında dikkat edilmesi gereken şeylerden birisi de vücut ısısını dengede tutabilmektir. Bedenin hipotermiye (vücudun aşırı soğuma-sı) ve dehidrasyona (vücudun aşırı su kaybı) uğramasına izin verilmemelidir. Bu yüzden de kıyafet seçimi önemlidir. Ani değişen hava şartlarına göre trekking yapanlar giyimlerinin katmanlar halinde olmasına dikkat etmelidir. Kıyafette önem sırası içten dışa doğrudur. Çok kalın ve az kat giymek yerine, ince ve çok kat giyilmelidir. Böylece terlendiği zaman soyunup, üşündüğü zaman giyinilerek belli bir vücut sıcaklığı korunabilir. Doğa yürüyüşlerinde kullanılan giysiler hafif, sağlıklı, hareketi kısıtlamayan rahat kıyafetler olmalıdır. Genelde yün sentetik karışımı tercih edilmeli, pamuklu kullanılmamalıdır. Trekking yaparken ayakların da rahat etmesi önemlidir. Ortopedik, ayağa ve yere iyi tutunan yürüyüş botu engebeli arazilerde hareketi kolaylaştıracaktır. Fazla yüklenmemek kaydıyla bir sırt çantası içinde termos, matara, yedek kıyafet, yiyecek, pusula, düdük, çakı, güneş gözlüğü ve güneş kremi yürüyüş boyunca ihtiyaçlarınız için gerekli olacak malzemelerdir. Bütün bu şartları yerine getirdiğinizde artık trekking için hazırsınız demektir. Ruhunuzu ve bedeninizi tabiatın eşsiz güzellikleriyle harmanlarken stresten uzaklaşmak, formunuzu korumak ve en önemlisi de doğal güzellikleri keşfederken spor yapabilmenin tadını çıkarmak için trekkingi mutlaka denemelisiniz.