GDO Nedir? Dünyamızı koruyor mu yoksa yıkıyor mu?

GDO nedir? GDO’lu ürünler nelerdir? GDO’lu ürünlerin sağlımıza olumsuz etkileri var mı? Görsel ve sosyal medyada sürekli olarak GDO’nun zararlarından bahsediliyor. GDO’nun ne olduğunu tam olarak bilmesek bile zararlı olduğuna eminiz. İşte bu yazımızda GDO’nun ne demek olduğunu ve GDO’lu ürünlerin olumlu ve olumsuz etkilerini inceleyeceğiz.

GDO: Genetiği değiştirilmiş organizma demektir. Doğada kendiliğinden gerçekleşmeyen genetik değişimlerin laboratuvar ortamında gerçekleşmesi sonucunda oluşturulan organizmalara GDO denir. Örnek vermek gerekirse en sık duyulan ürün mısırdır. Mısırın besin kalitesini ve verimliliğini artırmak için diğer canlılardan alınan genetik özellikler mısıra aktarılır ve genetiği değiştirilmiş GD mısır elde edilir.

Mısırdan bahsetmişken, uzun yıllardır mısır üzerinde yapılan genetik değişimler insan sağlığını tehdit ettiği ortaya atılmıştır. Fakat 2018 yılında ABD ve Kanada’da yapılan araştırmalar, mahsul verimini artırdığını ve sağlık bakımından önemli faydalar sağladığını göstererek, GDO üzerindeki güvensizliğin bir kısmı kaybolmasını sağlamıştır.

Genetik Değişimler Neden Yapılıyor? GDO’lu ürünlere ihtiyaç var mı?

Genetik Değişimler ürünlerin besleyici değerlerinin zenginleştirilmesi, dış etkenlere dayanıklı olmaları ve daha yüksek verim alınması hedeflenerek bitkilerin belli özelliklerini belirleyen genetik yapılarında değişiklik yapılarak uygulanmaktadır. Mısır örneğinde olduğu gibi, verim yüzde 5.6’dan yüzde 24.5’e çıkartılmıştır. Bu artan dünya nüfusunu beslemek için kaçınılmaz yollardan biri olarak görülüyor. Ayrıca, sağlığımız açısından zararlı olduğu düşünülen GDO’lu ürünlerin bilimsel yöntemlerle incelendiğinde bu etkileri henüz kanıtlanmamıştır. Hatta, yapılan araştırmalar GDO’ların hem insan sağlığına tehlike oluşturmadığını; hem de aslında insan sağlığı üzerinde sabit ve olumlu bir etki oluşturabileceğini onaylıyor.

En yaygın kullanılan GDO’lu ürünler

1- Mısır

Mısır dünyada en çok tüketilen ürünlerden birisidir ve en büyük üreticisi ABD’dir. 2016’da sunulan rapora göre ABD’de üretilen mısırların yaklaşık olarak yüzde 85’i GDO’ludur. GDO mısır çeşitlerinin, GDO olmayan mısır çeşitleriyle karşılaştırıldığında mahsul verimlerini dünya genelinde yüzde 5.6 ila 24.5 oranında artırdığını gösterdi.

GDO’lu mısır zararlı mantarlara karşı kendini koruyor

Mantarların ürettiği kimyasallar olan mikotoksinler, insanlar ve hayvanlar için hem zehirli, hem de kanserojen etki gösteriyorlar. GD olmayan ve organik olan mısırların önemli bir bölümü, ufak miktarlarda mikotoksin içeriyor. Bu kimyasallar, gelişmekte olan ülkelerde genelde temizlenerek gideriliyor fakat tehlike hâlâ devam ediyor.

GD mısır, büyük oranda daha düşük mikotoksine sahip çünkü bu bitkiler, böceklerden daha az zarar görmek üzere değiştirilmişler. Böcekler, bir bitkinin bağışıklık sistemini zayıflatıyorlar ve onu, mikotoksin üreten mantarlara karşı daha savunmasız hale getiriyorlar.

gdo_mısır

2- Soya 

En yoğun şekilde modifikasyona uğrayan ürünlerden bir tanesi soyadır. Soyanın genetiği çeşitli nedenlerden dolayı değiştiriliyor. En yaygın olanları, ürünün böceklere ve mantara karşı direncini artırmak, ürünü vitamin, yağ ve protein içeriği bakımından zenginleştirmektir. Böylece hayvan yemi olarak kullanılabiliyor. Soya aynı zamanda eczacılıkta kimyasal yapımında kullanılıyor.

Pioneer Hi-Bred International firması 2010 yılında ürettiği GDO’lu soya, zeytinyağında doğal olarak bulunan oleik asiti, yüksek oranda içerecek şekilde genetiğini değiştirmiştir. Oleik asit, kötü  LDL kolesterolü (genel olarak kötü kolesterol olarak bilinir) düşürebilen doymamış bir omega-9 yağ asididir.

gdo soya

3- Süt

rBGH hormonu ineklerin daha fazla süt vermesine neden oluyor ve korkunç derecede mastit (meme iltihabı)’e yol açıyor. Bu hasta ineklerin devamlı doktor gözetimi altında olması gerekiyor ve antibiyotiklerle tedavi ediliyorlar. İnsanlarda kanser riskini artıran rBGH içeriyor.

Dünya, rBGH enjekte edilen ineklerin sütünün güvenli olup olmadığı konusunda ikiye bölündü. Avrupa Birliği ve Avustralya’da bu hormon yasaklanmış olmasına rağmen, Amerika’da hormon yasal ve FDA’nın bu sütler hakkında herhangi bir şartı yok.

4- Kanola

Kanola genetik olarak tasarlanmış bir form 1996 yılında onaylandı ve 2006’dan itibaren, ABD üretilen kanola türlerinin yaklaşık yüzde 90’ı genetiği değiştirilmiş olarak üretilmektedir.

5- Şeker Pancarı

Genetiği değiştirilmiş şeker pancarı en tartışmalı üründür. GDO’lu şeker pancarı 2005’te onaylandı, 2010’da yasaklandı, ardından 2012’de resmen serbest bırakıldı. Genetiği değiştirilmiş şeker pancarı, ABD şeker üretiminin yarısını ve ülkenin şeker pancarı pazarının yüzde 95’ini oluşturuyor.

6- Yonca

Genetiği değiştirilmiş yonca yetiştiriciliği 2011 yılında onaylandı. Zararlı otları öldüren kimyasallara karşı direncini yükselten gen aktarılan genetiği değiştirilmiş yonca çiftçiler tarafından kullanılmaktadır.