Skolyoz ameliyatları mutlaka iyi eğitim almış ve geniş tecrübeleri olan hekimler tarafından yapılmalıdır. Bu cerrahi ile beraber oluşabilecek her türlü komplikasyonların hekim tarafından çalıştığı kurum bünyesinde çözümlenmesi gerekir. Dolayısıyla ciddi bir merkezde bu tip cerrahilerin veya bu tip hastalıkların tedavisinin yapılmasına önem gösterilmelidir.
Skolyozun belirtileri nelerdir?
Belirtiler skolyozun nedenleri ile ilişkilidir. Pek çok çeşidi olduğu için belirtileri ve semptomları da farklılık gösterir. Doğuştan olanlarında sırt ve bel bölgesinde kıllanma, cilt altında yağ dokusu oluşumu gözlenebilir. İçlerinde en sık görüleni %70-80’likbir oranla idiopatik skolyoz yani sebebi bilinmeyen skolyozlardır. Bunlar da kendi aralarında ayrılabilirler. En sık rastlanılan, ergenlik öncesi ve sonrası dönemdeki skolyozlarda belirtiler genellikle hasta yakınları tarafından saptanır. Yani aileler, çocukların üstünün değiştirilmesi veya banyo sırasında bunu görebilir. Genellikle öne doğru eğilmek ile sırtta bir kamburluk, kaburgalarda bir çıkıntı tarzında tespit edilir. Bazen de sportif aktiviteler sırasında çocuğun sırtının açılması ile ortaya çıkabilir. Nadiren bu tip skolyozlar, her hangi bir sebeple çekilen akciğer lenfleri veya idrar yolları grafileri, karın grafileri esnasında görülür. Çok çok nadiren okul taramaları esnasında da tespit edilebilirler. Diğer bir takım skolyozlar ise doğuştan olanlardır. Bunların belirtileri tamamen farklıdır. Omurganın üzerinde lekeler, cilt lekeleri, aşırı kıllanmalar, cilt altında yumrular, kitleler olabilir. Bu hastalarda sadece omurgada skolyoz olmayabilir, beraberinde bir takım hastalıklara yandaş olarak da gelişebilir. Birtakım skolyozlar da hastalıklar esnasında olur. Nörolojik hastalıklar, kas-sinir-kalça hastalıkları, omurga tümörleri, omurga kırıkları, omurga travmaları, göğüs cerrahi girişimleri sonrası, radyasyon sonrası, büyük ve geniş vücut yanıkları sonrasında da skolyoz görülür. Dolayısıyla bunlardaki skolyoz öncelikli primer yani birincil hastalık değildir. Altta yatan hastalığa yandaş olarak gelişmiştir. Dolayısıyla bunların belirtileri biraz da olsa gizlenebilir.
Skolyozun tanısı nasıl konur?
Tanısı; klinik ve radyolojik muayenelerle konur. Klinik muayenelerle hastaların tüm vücudu soyunmuş şekilde doktor tarafından muayene edilmesi gerekmektedir. Eğrilerin yerlerine göre skolyozda bir kargaşa yaşanabilir. Skolyozlar genellikle göğüs kafesini ilgilendiren bölümdedir ama çok nadiren boyun bölgesinde veya boyun ile sırtı ilgilendiren bölgede ya da leğen kemiği ve bel bölgesi arasında da görülürler. Bunların özel muayene yöntemleri söz konusudur. Yine bu hastalarda mutlaka özel radyolojik incelemeler yapılır.
Skolyoz tedavileri nelerdir?
Tedavi 3 tiptir.
•Gözlem tedavisi
•Korse tedavisi
•Cerrahi tedavi
Bu tedaviler, hastanın skolyozunun şekline ve tipine, yaşına, etiyolojisine ve eğriliğin derecesine bağlı olarak değişmektedir. Sık olarak görülen idiopatik skolyozlar da 20 dereceye kadar olanlara bir şey yapılmaz izlenir. Bu izlenme 6 aylık periyotlarda yapılan radyolojik ve klinik muayene şeklinde seyreder. 20-40 derece arasında olan eğriliklerde ise genellikle korse tedavisi verilir. 40-50 dereceyi geçmiş eğriliklerin genellikle cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekmektedir. Skolyozda korse tedavisi oldukça önemlidir. Korseler skolyozun tipine göre değişir ve tamamen eğriliği düzeltmez. Tedavisi sonrasında hedef genellikle başlangıç eğriliğini sağlamak şeklindedir yani eğrilik sıfırlanamaz. Genellikle devam etmesi, kötü noktalara ilerlemesi durdurulmuş olur. Doğuştan olan skolyozlarda korse tedavisinin pek yeri yoktur. Bir takım nörolojik hastalıklar esnasında gelişen skoryozlarda da korsenin pek faydası olmaz. Skolyozda rehabilitasyon da çok önemlidir. Ameliyat olmuş ya da olmamış tüm hastaların mutlaka çok ciddi ve yoğun bir rehabilitasyon programı içine alınması gerekir. Korse takan çocuklar da buna dahildir. Skolyozda cerrahi müdahalenin, belli bir dereceyi geçmiş eğriliklerde mutlaka yapılması gerekmektedir. Çünkü özellikle torakal bölge dediğimiz sırt bölgesindeki eğrilikler ileri derecelere varınca, akciğer ve kalp fonksiyonlarını bozar. O yüzden mutlaka bu eğriliklerde ilerleme potansiyeli varsa cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Sebeplerden bir başkası da kozmetik maksatla cerrahi yapılmasıdır. Ancak bu çok nadir baş vurulan bir durumdur.
Ülkemizde konuyla ilgili çalışmalar ne düzeydedir?
Skolyoz ile ilgili her türlü cerrahi girişim ülkemizde başarıyla gerçekleştirilmektedir. Sadece Skolyoz cerrahisi yapmakla kalmıyor, omurga cerrahisi ile ilgili tüm tetkikleri de dünya da en güzel şekilde uyguluyabilen bir ülkeyiz. Skolyoz ile ilgili hastanın yaşına ve etiyolojisine göre cerrahi tetkikler de bulunuyoruz. Bu cerrahide ameliyat esnasında kullanılan enstrümantasyonlar da oldukça önemlidir. Bu konularda yerli imkanlarla kendi geliştirdiğimiz bazı enstrümanları hastaların tedavisinde kullanmaktayız. Bunlar kendi adımıza alınmış patentli enstrümanlardır ve ülkemizin her yerinde kullanılmaktadır